2. dünya savaşı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2. dünya savaşı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Kasım 2017 Salı

Nazi Silahları - Karabiner 98k

Norveç'te ele geçirilen Nazi silahları, 1945

Karabiner 98k

Karabiner 98 Kurz (sıklıkla: Kar 98k, K98 veya K98k), 1935 yılında ilk kez Nazi Alman Silahlı Kuvvetleri Wehrmacht tarafından, Alman Mauser fabrikasına siparişi verilerek üretilen tüfektir. Kar98k sürgülü tüfeği, piyade tüfeği olarak tanımlanan uzun namlulu Gewehr 98 tüfeklerinin, araç içi gibi kapalı alanlarda daha kolay manevra yapılabilmesi için mekanizması değiştirilmeden sadece namlu boyu kısaltılarak standart piyade tüfeğine dönüştürülmüş halidir.

Kar98k, fişek barutunun mekanizmayı kurmasında kullanmak yerine, ateşlemeyi yapan iğne mekanizması ve boş kovanı tahliye eden tırnak sistemini üzerinde bulunduran sürgü mekanizmasının manüel olarak elle kurulup, dolu fişeğin atım yatağına sürülüp, ateşlenip, boş kovanın tekrar elle maniple edilerek tahliye edilmesi sistemiyle çalışır. Bu sürgülü çalışma prensibine İngilizcede "bolt-action" yani sürgü hareketi denmektedir. Kullanım şeklini daha da açmak gerekirse; tetiğe basıp tüfekle ateş edildikten sonra boş kovan kundakta kalır. El ile sağ tarafa bakan sürgü/bolt kolu yukarı kaldırılarak sürgü kilitleri açılır. Sonra kullanıcı bolt kolunu kendisine doğru çeker. Böylece iğne yatağında tırnak tarafından tutulan boş kovan, atım yatağından çıkarılır ve tahliye edilmiş olur. Sürgünün geri kapatılmasıyla şarjör yuvasında sırada bekleyen fişek atım yatağına sürülmüş olur. Bu sistem böyle devam eder. Yani otomatik tüfeğin yaptığı iş burada manüel yapılır.

Mekanizma kolu geriye çekilir. 5 adet fişek kılavuz veya tarak denilen, bu iş için özel üretilmiş bir metal parçası yardımıyla şarjör ağızındaki yerine yerleştirilir. Fişekler üsten bastırılarak şarjör yuvasına yerleştirilir ve kılavuz dışarıda kalır. Kılavuz alındıktan sonra sürgü kapatılarak atım yatağına fişek sürülür ve artık tüfek kullanıma hazırdır. Bir diğer doldurma şekli de kılavuz parça kullanmadan fişeklerin tek tek elle şarjör yuvasına doldurulmasıdır. Bu yöntem sadece, tüfeğin içinde zaten birkaç fişek varsa veya dürbün eklenmiş versiyonlarında dürbün, tüfeğin üst kısmını kapladığı için kılavuz parçanın yerleştirilememesi nedeniyle kullanılır.

II. Dünya Savaşı

Kar98k kullanan Wehrmacht 1939'da Polonya'yı işgal ederek kısa sürede yayılarak tüm dünyayı sarsacak II. Dünya Savaşı'nı başlatmışlardır. Her II. Dünya Savaşı konulu filmde görülebilen bu tüfekler tüm cephelerde kullanılmıştır. Savaşın ilerleyen yıllarında kısa mesafedeki yetersizliği görülmüştür. Kısa mesafede sürgü sistemi biraz zordur, tek atış yaptıktan sonra sürgü çekilerek silah hazırlanmak zorundadır. Ancak otomatik silahlar kullanan düşmanlar dakikada yüzlerce mermi atmaktadırlar. Buradan yola çıkılarak Wehrmacht tarafından tarihin ilk saldırı tüfeği StG-44 üretilmiştir. Buna ek olarak yarı-otomatik tüfek Gewehr 43 ve MP40 adlı tam otomatik silahlar kullanılmıştır. Gene de Kar98k'in ününü hiçbiri geçememiştir. Özelikle Alman keskin nişancıları için tasarlanmış pek çok dürbünlü modeli üretilmiştir. ( wikipedia )

24 Ekim 2017 Salı

Molotof Kokteyli

Vyacheslav Mikhailovich Molotov
Molotof Kokteyli ve 2. Dünya Savaşı

Babası bir tezgahtar olan Molotov, lise eğitimini Kazan’da tamamladı ve 16 yaşında Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’ne katıldı. Siyasi faaliyetlerde kullanmak üzere Rusça çekiç isminden türetilmiş Molotov ismini aldı. 1909’da öğrenciler arasında gizli örgüt kurmak suçundan yakalanarak 2 yıl sürgüne mahkum edildi ve Sibirya'ya sürüldü.

1920'lerde Stalin'in  en yakın çalışma arkadaşlarından birisi olarak hızla yükseldi ve II. Dünya Savaşı sırasında Sovyetler Birliği dışişleri bakanı oldu.

1930-1941 yılları arasında başbakanlık yapan Molotov, görev yaptığı sürede büyük insan kayıplarına rağmen gerçekleştirilen sanayi hamlesi sayesinde o yıllarda yükselen Hitler’in Nazi Almanyasına karşı ayakta kalabilecek bir altyapı oluşturdu.

II. Dünya Savaşı sırasında Stalin ile birlikte görev yaparak Sovyetler Birliği dışişleri bakanı oldu.

Stalin’in, yayılan Nazi etkisine karşı önerdiği savunma paktı İngiltere ve Fransa tarafından reddedilince Hitler ile anlaşmanın yollarını aradı ve temasların sonucunda Molotov-Ribbentrop Paktı olarak adlandırılacak antlaşma Ağustos 1939’da imzalandı(Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı). Antlaşma uyarınca Sovyetleri Birliği Baltık ülkelerinde serbesti kazanacak ve bu ülkeler ilhak edilecektir.

Saldırmazlık Antlaşmasının imzalanmasından sonra özellikle İngiltere ve Fransa’nın 1938 Münih Antlaşmasında sergiledikleri uzlaşmacı tavırdan da cesaret alan Hitler 1 Eylül’de Polonya’ya saldırarak II. Dünya Savaşı’nı başlattı.

Alman işgali tamamlanıp Polonya hükümeti ülkeden kaçınca Sovyetler Birliği artık sınır komşusu olduğu Nazi Almanyasını olabildiğince sınırlarında uzak tutabilmek için Polonya topraklarına girdi.

1940 yılında Fin-Sovyet kış savaşı başladı ve  Fin askerler savaşın sorumlusu olarak gördükleri Molotov’a atfen icat ettikleri patlayıcı ev yapımı bombaya Molotov kokteyli adını verdiler. Molotov kokteyli savaş sırasında, Finler tarafından Sovyetler Birliği Kızılordu askerlerine ve Sovyet tanklarına karşı kullanıldı ve Finler bu sayede savaşta büyük üstünlük sağladı.

1941 yılı Haziran ayında Nazilerin Barbarossa Harekatı kapsamında Sovyetler Birliği'ne saldırmasıyla birlikte Molotov-Ribbentrop Antlaşması hükümsüz kalmış olur. Sovyet yönetiminin hep beklediği ancak Hitler’in eline propaganda malzemesi vermemek için sonuna dek antlaşmayı gerekçe göstererek yapılan uyarılara rağmen önleyici olarak bile saldırılmamıştır ve sonuçta bu saldırı Stalin’in eline büyük koz vermiştir. Savaş anayurt savunması savaşına dönüşmüş, o zamana dek işbirliği taleplerini yanıtsız bırakan İngiltere ve ABD, Sovyetler Birliği'ni derhal destekleme kararı almıştır.






9 Haziran 2017 Cuma

Yüzyılın Ajanı Çiçero

İlyas Bazna


ÇİÇERO KİMDİR

Mit tarafından yüzyılın ajanı olarak nitelendirilen İlyas Bazna ( Çiçero )


1918 yılında Sırplar'ın Priştine'yi işgali üzerine anne ve babasıyla İstanbul'a göç eden İlyas Bazna, askerlik hizmetinin bir kısmını Çankaya Köşkü'nde Atatürk'ün yanında yapmıştır.


II. Dünya Savaşı esnasında Ankara'da çeşitli büyükelçiliklerde uşaklık yapıyor olması casusluk yapmaya başlamasına önayak olmuştur.

Mit Ajanı Çiçero


1942'den itibaren Britanya İmparatorluğu'nun Ankara büyükelçisi Sir Hughe Knatchbull-Hugessen'in uşaklığını yapmaya başlamış, banyosunda sırtını ovarken ona opera aryaları okuyacak kadar büyükelçi ile yakınlık kurmuştur.


1943'den itibaren fotoğraflarını çektiği gizli belgelerin örneklerini Almanya büyükelçiliğine teslim etmeye başlar. Bunun için, Almanya Büyükelçiliğinde ataşelik yapan Ludwig Moyzisch'e kendisi yaklaşarak 20 000 Sterlin karşılığı elindeki elli altı belgeyi satma önerisinde bulunmuştur.


Kısa bir süre ücretli bir Alman ajanı haline gelmiş ve Alman istihbarat servislerince kendisine "Çiçero" kod adı verilmiştir.


Müttefiklerce düzenlenen uluslararası toplantılar ve bazı bombardıman planları hakkında önemli bilgiler aktarmış olmakla birlikte, Normandiya Çıkarmasına ilişkin çok sayıda istihbarata ulaştırmıştır. Bütün bu dönem boyunca Ankara'daki İngiliz istihbarat görevleri ise Bazna'nın İngilizce anlamadığını zannetmekte, kendisini casusluğundan şüphelenilemeyecek kadar "eğitimsiz" ve "aptal" olarak görmekteydi.

İlyas Bazna Çiçero

Hizmetleri için Nazi Almanyası istihbarat servisi Abwehr tarafından kendisine 300.000 Sterlin ödenmiştir. Ancak İlyas Bazna daha sonra, ödenen paraların, Almanların İngiliz ekonomisini çökertmek için bastıkları sahte sterlinlerden olduğunu farketmiştir.

Mit : Onun Sayesinde Savaşa Girmedik

İngiliz arşivlerinin aksine, Milli İstihbarat Teşkilatı(MİT) Çiçero'nun kendileri hesabına çalıştığını öne sürer. Tüm kasaları açmasıyla ünlenen Çiçero, MİT'in 75. yıldönümü nedeniyle çıkarttığı"MİT'in Tarihçesi" adlı kitapta şöyle anlatılır :
"Özveri ve vatan sevisi ile dolu olarak, çok sınırlı teknikve parasal imkanlarla görev yapan MAH'ın(MİT'in eski ismi) Kontrespiyonaj  unsurları bu dönemde, hayati değerdeki bilgi,belge ve manevi olanaklarını siyasi iktidara sunarak Türkiye'nin savaşa sokulmamasında etkin rol oynamıştır. Kontrespiyonaj unsurlarının operasyonel zeka ve yönlendirmelerinin, dönemin siyasi ve konjuktur ve MAH'ın yapısal tablosuna göre çok önde ve ileri bir seviyede olduğu görülmektedir. Bu çalışmalara örnek olarak, Çiçero'nun çok taraflı ve maksatlı arayışlarının, bu operasyonel zeka ile ortaya çıkarılması ve entelijans konusunda önemli sonuçların alınmasını gösterebilir."

Başından geçenleri anlattığı I was Cicero isimli kitabı vardır.

İlyas Bazna 1970'te, Münih'te 66 yaşında, yoksul bir gece bekçisi olarak ölmüştür...


(https://www.mit.gov.tr/text_site/ikinci_bolum_E2_1.html)



28 Kasım 2016 Pazartesi

II. Dünya Savaşı Blitz Saldırıları

Milkman, London 1940

Resimdeki kişinin gerçek bir sütçü olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu resim II. Dünya Savaşında Almanya'nın İngiltere'ye gerçekleştirdiği Blitz Saldırıları sırasında, Britanya halkının gündelik hayatını sürdürdüğünü göstermek için propaganda amaçlı çekilmiştir. Fotoğraf, Fred Morley tarafından 9 Ekim günü çekildi ve 10 Ekim'de yayınlandı.

Blitz Saldırıları - Blitz Nedir?

II. Dünya Savaşı'nın başlamasından sonra Hitlerin tam olarak alamadığı yerlerden sadece Britanya kalmıştı. Fransa zaten teslim olmuştu ve Avrupa kıtası Almanya'nın kontrolü altına girmişti. Hitler büyük bir bombalama kampanyasıyla İngiltere'yi savaştan atmayı ya da işgale hazırlık için hava kuvvetlerini imha etmeyi planlıyordu.

Blitz Saldırıları Çocuklar

Hitler 1941'de Rusya'ya karşı saldırı başlatacağı güne kadar İngiltere'yi 7 Eylül 1940 ile 16 Mayıs 1941 tarihleri arasında neredeyse her gün bombaladı. İşte bu saldırılar Blitz ( yıldırım, şimşek) olarak adlandırıldı. 

Blitz Saldırıları


Blitz saldırılarının asıl amacı Londrayı düşürmekti. Halk gece evlerinde saklanırken, gündüz yer altındaki metrolarda saklanıyordu.

Metroya Saklanan Kalabalık
Aşağı resimdeki yer Aziz Paul Katedrali ( Saint Paul's Cathedral ). Blitz bombardımanları devam ediyor ve soğuk bir Aralık gecesi, yangın dumanları şehrin her yerini kaplamıştı.
St. Paul Cathedral
Bir fotoğrafçı saldırı anında, yarım mil uzaktaki  Aziz Paul Katedralin'i gördüğünde imha fotoğraflarını çekmek için yola çıktı. Binadan dumanlar yükseliyor ve izleyen herkes katedralin kesinlikle düşeceğini düşünüyordu. O sırada kuvvetli bir rüzgarın etkisiyle binanın önündeki dumanlar açılmış ve fotoğrafçı bu kareyi yakalamıştı. Herkes katedralin o gece yandığını düşündü, ancak ertesi sabah uyandıklarında binanın ayakta olduğunu gördüler. Pek çok Londralı için bu ilham kaynağıydı. Katedralin bu bombalamadan sağ çıktığını görünce halkın kendilerine olan inançları geri geldi.


İngiltere hükümeti bu tarz fotoğrafları halkın moralini düşürmemesi için sansürlüyordu. İşte bu yüzden Fred Morley halkın moralini yükseltmek için sütçü fotoğrafını sahneleyerek çekmişti.

Blitz'in sonuna gelindiğinde yaklaşık 30 bin Londralı ölüp 50 bin kişi yaralandı.

For English visit Blitz War