14 Temmuz 2016 Perşembe

Kanuni ve Oğlu Bayezid Arasındaki Mektuplar

1550’li yılların sonlarına doğru Kanuni Sultan Süleyman iyice yaşlanmıştı ve seferlere çıkamıyordu. Saltanatına karşı hoşnutsuzluk iyice artmıştı. Hayatta iki oğlu vardı; Kütahya sancakbeyi Şehzade Bayezid ve Manisa sancakbeyi Şehzade Selim. Şehzade Bayezid kendini, zevk ü sefaya düşkün kardeşinden daha üstün ve tahtın varisi olarak görüyordu.

Kanuni iki şehzade arasında çekişmenin arttığını görünce, onların sancaklarını değiştirdi. Selim’i Konya’ya, Bayezid’i ise Amasya’ya tayin etti. İstemeye istemeye Amasya’ya gelen Şehzade Bayezid burada asker toplayıp, kardeşinin üzerine yürüdü. Onun bu hareketi Osmanlı hükümeti tarafından isyan olarak algılandı ve katline fetva verildi. Mağlup olup İran’a kaçan Bayezid, bu ülkeden teslim alınarak 1562’de dört oğlu ile birlikte öldürüldü.

Şehzade Bayezid ile babasının aralarında şiirle kurulan iletişim enteresandır. Bayezid aşağıdaki şiiriyle babasından af dilemişti. (kaynak:Sorularla Osmanlı İmparatorluğu)


Şehzade Bayezid'in şiirle babasından af dilemesi;

Ey seraser aleme sultan Süleymanum baba,
Tende canum canımın içinde cananum baba,
Bayezıdına kıyar mısın benüm canum baba?
Bi-günahım, Hak bilür, devletlü sultanum baba.

Enbiya-ı ser-defter, yani ki Adem hakkiyçün,
Hem dahi Musa ile İsa vü Meryem hakkiyçün,
Kainatun serveri, ol ruh-i azam hakkiyçün,
Bi-günahım, Hak bilür, devletlü sultanum baba.

Sanki Mecnunam, bana dağlar başı oldu durak,
Ayrılub bilcümle mal ü mülkden düşdüm ırak,
Dökerüm gözyaşunu “Va-hasreta dadül-fırak”
Bi-günahım, Hak bilür, devletlü sultanum baba.

Kim sana arzeyleye halim eya Şah-ı kerim?
Anadan, kardaşlarumdan ayrılub kaldum yetim,
Yok benüm bir zerre istanum, sana Hakdur allim,
Bi-günahım, Hak bilür, devletlü sultanum baba.

Bir nice masumum olduğun şeha bilmez misin,
Anlarun kanuna girmekden hazer kılmaz mısın?
Yoksa ben kuluna Hak dergaına var mısın?
Bi-günahım, Hak bilür, devletlü sultanum baba.

Hak Teala kim cihanun Şahı itmüşdür seni,
Öldürüb ben kulunu, güldürme şahım düşmeni,
Gözlerim nuru oğullarımdan ayırma beni,
Bi-günahım, Hak bilür, devletlü sultanum baba.

Tutalum, iki elüm başdan başa kanda ola,
Bu meseldür söylenür kim, “Kul günah itse n’ola”
Bayezidün suçunu bağışla, kıyma bu kula,
Bi-günahım, Hak bilür, devletlü sultanum baba.

                                                            Şahi

Kanuni Sultan Süleyman'ın oğluna verdiği cevap;

Ey-demadem, mazhar-ı tuğyan u isyanum oğul!
Takmıyan boynuna hergiz tavk-ı fermanum oğul,
Ben kıyar mıydım sana ey Bayezid Han’ım oğul,
Bi-günahım dime bari, tevbe kıl canum oğul.

Enbiya vü evliya erva-ı a’zam hakkiyçün,
Nuh u İbrahim ü Musa ibn Meryem hakkiyçün,
Hatem-i asar-ı nübüvvet Fahr-i Alem hakkiyçün,
Bi-günahım dime bari, tevbe kıl canum oğul.

Adem adın itmiyen Mecnuna durak,
Kurb-i ta’atden kaçanlar daima düşer ırak,
Ta’n değildür dir isen “Va hasreta dadül-fırak”
Bi-günahım dime bari, tevbe kıl canum oğul.

Neş’et-i Hakdur übüvvet, ram olan olur kerim,
“la-tekul üf” kavlini inkar iden kalur yetim,
Ta’ate isyana alimdir hudavend-i kerim,
Bi-günahım dime bari, tevbe kıl canum oğul.

Rahm ü şefkat zıb-i iman olduğun bilmez misin?
Ya, dem-i masumu dökmekden hazer kılmaz mısın?
Abd-i azad ile Hak dergahına varmaz mısın?
Bi-günahım dime bari, tevbe kıl canum oğul.

Hak, reaya-yi mu’tie ra’i itmişdür beni,
İsterüm mağlub idem ağnama zi’eb-i düşmeni,
Haşallah öldürürsem bi-günah nagah seni,
Bi-günahım dime bari, tevbe kıl canum oğul.

Tutalum iki elün başdan başa kanda ola,
Çünki istiğfar elün başdan başa kanda ola,
Bayezidüm, suçunu bağışlarum gelsen yola,
Bi-günahım dime bari, tevbe kıl canum oğul.
                                                         Muhibbi

-
-